Yarım Asırlık Teknoloji Devine Yakışır Bir Kutlama
1975 yılında kurulan Microsoft, yazılım dünyasında devrim yaratmış, kişisel bilgisayarların ve ofis yazılımlarının yaygınlaşmasında öncü bir rol oynamıştı. 2025 yılına gelindiğinde ise şirket, tam 50 yıllık geçmişini dev bir etkinlikle kutladı.
Seattle’da düzenlenen ve binlerce çalışanın yanı sıra sektörün önde gelen isimlerinin de katıldığı organizasyonda, yapay zekâ, bulut teknolojileri ve sürdürülebilirlik alanındaki başarılar ön plana çıkarıldı.
Kutlama Sahnesinde Sürpriz Gelişme: Aktivistler Devrede
Ancak geceye damgasını vuran asıl olay, etkinliğin en görkemli anlarından birinde sahneye çıkan bir grup aktivistin protestosuydu. Ellerinde pankartlarla çıkan grup, Microsoft’un bazı projeleri ve iş birlikleri hakkında kamuoyunda şeffaf davranmadığını iddia etti.
Özellikle teknoloji şirketlerinin devlet kurumlarıyla olan ilişkilerine karşı çıkan grup, şirketin yapay zekâ ve bulut servislerini askeri amaçlarla kullanan yapılarla çalışmasını eleştirdi.
Eylemcilerin Tepki Gösterdiği Konular
Protestocuların dikkat çekmek istediği başlıca konular arasında şunlar yer aldı:
Yapay zekâ teknolojisinin etik dışı kullanım riski
Şirketin askeri projelere verdiği altyapı desteği
Çalışan hakları ve küresel ölçekteki iş gücü politikaları
İklim kriziyle mücadelede somut adımların yetersizliği
Bu iddialar daha önce bazı medya organları tarafından da gündeme getirilmişti. Özellikle Microsoft’un ABD Savunma Bakanlığı ile yaptığı JEDI sözleşmesi, kamuoyunda uzun süre tartışma yaratmıştı.
Etkinlik Kısa Süreliğine Durduruldu
Protestonun ardından organizasyon kısa bir süreliğine durduruldu. Güvenlik ekipleri sahneye müdahale ederek aktivistleri dışarı çıkardı. Etkinlik daha sonra Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın konuşmasıyla devam etti. Nadella, konuşmasında “farklı görüşlere saygı duyduklarını” vurgulayarak, şirketin etik teknoloji geliştirme hedeflerinden bahsetti.
Sosyal Medyada Gündem Oldu
Etkinlikten görüntüler kısa sürede sosyal medya platformlarında yayılmaya başladı. Özellikle X (eski adıyla Twitter), Instagram ve TikTok'ta binlerce kullanıcı olay hakkında yorum yaptı.
Bazı kullanıcılar protestoyu “demokratik bir ifade hakkı” olarak yorumlarken, bazıları ise etkinliğin sabote edilmesini eleştirdi. Sosyal medya gündemlerinde “#Microsoft50Years” ve “#TechForPeace” etiketleri öne çıktı.
Microsoft’tan Resmî Açıklama Geldi
Şirket olaydan saatler sonra yazılı bir açıklama yayımlayarak, ifade özgürlüğünün evrensel bir hak olduğunu vurguladı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Microsoft olarak her zaman açık diyaloğu ve şeffaflığı savunuyoruz. Etkinliğimizde yaşanan protesto, çağımızın karmaşık meselelerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Teknolojinin etik kullanımı, bizim için temel öncelik olmaya devam edecek.”
Teknoloji Şirketlerinin Yeni Sınavı: Etik ve Sorumluluk
Bu olay, teknoloji devlerinin artık yalnızca ürünleriyle değil, aynı zamanda sosyal ve politik etkileriyle de sınandığını bir kez daha gösterdi.
Son yıllarda pek çok teknoloji şirketi, toplumsal meselelerde pozisyon almak zorunda kalıyor. Yapay zekâ gibi güçlü teknolojilerin etik çerçevede kullanılması, bu şirketlerin sadece mühendislik değil, sorumluluk anlamında da dönüşüm geçirmelerini gerektiriyor.
Benzer Protestolar Daha Önce de Yaşanmıştı
Microsoft bu tür bir eyleme ilk kez sahne olmuyor. Daha önce de bazı çalışanlar, etik sorunlar nedeniyle şirket içi yazışmalarda tepkilerini dile getirmiş, kamuoyuna açık mektuplar yayımlanmıştı.
Ayrıca Google, Amazon ve Meta gibi teknoloji devleri de benzer protestolara konu olmuştu. Özellikle çalışanların kendi şirketlerini eleştirdiği örnekler, “içerden gelen vicdan hareketleri” olarak değerlendiriliyor.
Gelecekte Etkinlikler Nasıl Etkilenecek?
Bu tarz olayların ardından büyük şirketler, halkla ilişkiler stratejilerini gözden geçirmeye başladı. Bazı firmalar daha kapsayıcı etkinlik formatları benimserken, bazıları ise protestoları önlemek için daha sıkı güvenlik önlemleri alıyor.
Ancak uzmanlar, dijital çağda hiçbir etkinliğin tamamen kontrol altında olamayacağını, şirketlerin daha fazla şeffaflık ve katılımcılığa yönelmesi gerektiğini belirtiyor.